Türkiye İş Bankası Satranç Ligi devam ederken İSEK Aquamatch Spor Kulübü kaptanı Erşan Gökerman ile sohbet ettik;

Fatma Koç Öztürk: Yeni sezonda Türkiye İş Bankası Satranç Ligini nasıl buldun?

Erşan Gökerman: Lig her sene daha da kuvvetlenerek büyüyor. Bu sene daha önceki senelere benzemeyecek şekilde çok kuvvetli oyuncular var. 2700 üzerinde neredeyse onun üzerinde oyuncu ligin kadrosuna dâhil olmuş durumda.

Geçen sene ligin bu formatı bizim önerimizle hayata geçirilmişti. Önce kulüpler birliği toplantısında, daha sonra başkan ile olan toplantımızda, sonra da yaz boyunca yapılan çalışmalar neticesinde son halini aldı. Bazı eksikleri olabilir, ama genel olarak çekişmeyi daha da zevkli hale getirdiğini düşünüyorum.

Esas olarak sıkıntımız Türk oyuncuların ligde fazla yer bulamamasıydı. Yalnızca dört masada yer alabiliyorlardı. Bu sistemle birlikte altıya çıkmış oldu. Zaten Avrupa Kulüpler Şampiyonası'nda da altı masa üzerinden oynandığı için burada bir paralellik yaratmak ana hedefti. Gördüğüm kadarıyla birçok 2200 altı, 2300 altı Türk satranççı kendilerine birinci ligde yer buldular.

İkinci önemli nedende Türk kadın satrancındaki tıkanmaydı. Yıllardır yeni kadın oyuncular çıkartmakta büyük sıkıntılar çekiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi de oyuncuların 16 yaşını tamamladıktan sonra liglerde kesinlikle yer bulamamalarıydı. Bu sistemle birlikte 20 yaşına kadar takımda kalıp, ondan sonra da beşinci, altıncı masalarda güçleri 2400 - 2500 seviyesinde olmasa bile yer bulabilme şansı buldular.

Bu doğru kullanılabilirse, beşinci altıncı masalarda Türk sporcular kendilerine çok rahatlıkla yer bulabilirler. Örneğin Zehra Topel altıncı masada oynuyor ve çok da başarılı sonuçlar alan bir oyuncu. Bayanın bayanla oynaması gerektiği düşüncesini son derece gereksiz buluyorum. Bu tür kıstasların böyle bir zihin sporunda olmaması gerekiyor. Zaten bu yüzden, kadınlarımızı kendi içlerine hapsettiğimizden ve hatta çocuklarımızı da yaş grupları turnuvalarına hapsettiğimizden dolayı gelişmelerinin sekteye uğradığını düşünüyorum. Biran önce normal satranca geçmeliler.

Bu sistemin faydalarından biri de 20 yaşındaki, 21 yaşındaki sporcuların artık beşinci, altıncı masalarda kendilerine yer bulabilmeleri. Biz kendi oyuncularımıza buralarda yer vermeye çalışıyoruz. Kadınların bu şekilde daha fazla yer bulabileceğini düşünüyorum. Ayrı bir kadın masası kurduğunuz zaman bu bir süre sonra kapalı bir turnuvaya dönüşüyor. Bizim ligimiz için hiçbir esprisi kalmıyor. Bu şekilde yabancı kadın oyuncu oynatmanın da değeri azalmış oldu. Çünkü karşılarına sadece kadınlar değil, daha kuvvetli erkekler de çıkabilecek. Her tur sürprizlere gebe.

Zorluk çekilmesinin sebebi 100 puan uygulamasının serbest bırakılması. Bizim önerimiz aslında 100 puanın önceden belirlenmesiydi. Yani ana listelerin 100 puan kuralına göre belirlenmesi, sonra kesinlikle yer değişikliğinin olmamasıydı. Yani siz birinci sıraya yazacağınız oyuncuyu 100 puan kriterine göre birinci sıraya yazabilirsiniz, ikinci sıraya yazacağınız oyuncuyu ikinci sıraya yazdıktan sonra buna riayet etmeniz gerekir. Fakat burada sanırım bir yanlış anlaşılma neticesinde 100 puan uygulaması serbest bırakılmış. Bu kimilerinin hoşuna gitti, çünkü bir zihin oyunu şekline dönüştü. Artık maçlardan önce bazı takımlarda ilk beş masanın tamamı yer değiştirebiliyor. Bana sorarsanız eski usuldeki gibi listenin önceden belirlenip ondan sonra aynı şekilde oynanması gerektiği kanısındayım.

Evet, 100 puan sisteminin mantığı şu; üç aylık aralarla çıkan ratinglerde zaman zaman kaymalar, oynamalar olabiliyor. Üstteki oyuncuyu düşüşte olan bir oyuncunun üzerine yazmak takımların işlerine gelebilir. Öyle bir 100 puan uygulaması birçok açıdan faydalı. Her tur istediğiniz gibi bunların yerlerini değiştirmenin sakıncaları olabilir.

Judit Polgar bizim bir senedir aklımızda olan bir isimdi. Aslına bakarsanız biz biraz nostaljik bir takımız. Bizim çocukluğumuzun kahramanları takımımızda yer alıyor. Adams, Polgar gibi.. Rustam son dört yıldır kadromuzda ve bize en zor zamanımızda gelip yardımcı olan bir isim. Bu isimler çok genç ve dinamik isimlerle oynadıklarında zorlanıyorlar belki ama bizim ana hedefimiz kulüp bünyesindeki sporcuların yanlarına bu tip isimleri alarak, sadece satrançsal başarının dışında biraz da usta bir satranççıyla aynı ortamda olmak, bir efsane ile aynı takım ortamının paylaşılmasını sağlamaktı.

Evet birçok kişi için öyle oluyor. Diğer takımların tercih ettikleri gibi 2600 seviyesinde masrafı az olan oyuncuları tercih etmek mümkündü. Belki biz bu bütçe ile çok daha kuvvetli bir takım, ya da birinciliğe oynayabilecek bir kadro da kurabilirdik. Ama biz geçen sene de aynı düşüncelerle yola çıkmıştık. Geçen sene şampiyon olduk. Bu sene sistemin de değişmesiyle birlikte kadromuzun bazı dezavantajları meydana çıktı. Esnekliğimiz çok fazla yok, ama oynadığı bütün maçları kaybetse de Judit ile aynı takımda olmayı bir gurur kabul ediyorum.

Oyuncularımızın gözle görülür bir formsuzluğu söz konusu. Ligin ikinci yarısında bunun artık geçmesini bekliyoruz. Tabii üst masalardan çok fazla puan katkısı gelmeyince... aşağıda zaten biz transfer yapmıyoruz. Yıllardır sadece kulübün bünyesinden çıkan oyuncularla devam ediyoruz. Hatta beşinci ve altıncı masada oynayan yerli oyuncular bile kulübün hocası olan, orada çalışmalara katılmış kişiler. Dolayısıyla biz buraya gelirken üçüncülük gibi bir hedefimiz vardı. İTÜ'nün ve BJK'nın kadroları gerçekten çok kuvvetli. Özellikle yaş gruplarında her istediğiniz kişiyi alabildiğiniz zaman inanılmaz bir güç elde etmiş oluyorsunuz. Geçen sene sporcularımız hemen hemen her maçta büyük bir sürprize imza atmışlardı. Kıl payı galibiyetlerle işi götürmüştük açıkçası. 5,5 – 4,5 biten dört ya da beş tane maçımız vardı.

Tabi, bu maç puanı sisteminde 4,5 – 5,5 gibi çok küçük detaylarla dönebiliyor. Bu sene de işler hep ummadığımız şekilde aksiliklerle devam ediyor. Bir de fikstürümüz gerçekten zorlu başladı. Yani üst üste hep kuvvetli takımlarla oynayarak başladık. İkinci yarıda sanıyorum ortalarda kendimize bir yer bulabiliriz diye düşünüyorum.

Evet kendi içimizde düşünüyoruz ama sponsorla olan ilişkiler, takım içindeki dengeler, bunların hepsini yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Neyin ne olacağını bilemiyorsunuz. Sporcunuza 15 ay gibi bir ceza verilebildiği için önceden planlar kurmak çok kolay değil. Şu anda belirli bir kadroyu çok önceden kurmanız, bir sene öncesinden kurmanız mümkün değil. Yabancı oyuncularla ilgili tabii ki değerlendirmemizi turnuva sonunda yapacağız. Ellerinden gelenleri yapıyorlar. Burada formsuz başka oyuncular da var. Yani diğer takımlarda da görüyoruz. Bu biraz uygun zamanda uygun ivmeyi yakalamakla da ilgili bir durum.

Mümkün olursa neden olmasın. Zaten ana hedefimiz iyi oyuncularla, sadece sıradan yabancılarla değil, buradaki sporcularımızı iyi oyuncularla birlikte yarıştırmak, onlardan tecrübe kazanmalarını sağlamak.