Ligin dokuzuncu turu devam ederken Pamukkale Üniversitesi Spor Kulübünden Ali Özen ile sohbet ettik;

Fatma Koç Öztürk: Pamukkale yedi senedir ligde yer alan deneyimli takımlardan. Geçen yıllara göre bu sene ligin gücünü nasıl buldun?

Ali Özen: Bu sezon bizim için bir ilk olabilir. Oldukça zor karşılaşmalar yapıyoruz. 5,5 – 4,5 çok fazla maç kaybettik. Takımımız çok iyi, yabancı oyuncularımız da takım için ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat özellikle 15 yaş masalarında SBS'den çok fazla sporcumuz etkilendi. Normalde yüzde olarak performansı çok iyi olan sporcular bu sene bizi sıkıntıya soktular. Lig altı masa olsaydı bizim için çok iyi olabilirdi. Şu anki durum çok sıkıntılı.

Her kulüp gözlemliyor ve iyi yabancı getirmesi gerektiğini biliyor. Yabancı oyuncularda kalite sürekli artıyor. Biz de bu sene takımımıza güzel takviyeler yaptık. Şu an ligde gayet kaliteli ustalar var, gittikçe de güçleniyor. Bu sene ligin heyecanı çok yüksek. Çoğu takım da iyi hazırlık yapıp gelmiş.

Evet bence bu değişiklik iyi oldu. Sonuçta her bayan ratinge göre oturup maçlarını yapıyor. Bence kadın satrancına katkısı oldu. İlk altı masada bir kadın sporcu almak zorundaysanız değişik stratejiler de üretebilirsiniz. Mesela 2100'lük Türk oyuncular da şans bulabiliyorlar. Çünkü 2500'lük bir kadın alsanız ikinci ya da üçüncü masaya oturtmanız gerekecek. Onun yerine biraz daha düşük ratingli bir oyuncu alıp beşinci ya da altıncı masada değerlendirebiliyorsunuz. Özellikle Türk kadınlarının oynaması için faydalı. Kızlar 15 ya da 16 yaşından sonra satranca ilgi duymamaya başlıyorlar. Tatil yapmayı buraya gelip satranç oynamaya tercih ediyorlar. Çünkü onlar için büyük bir stres. 1700-1800 ratingli bir kadın oyuncunun gelip burada oynaması çok zor. O yüzden istemiyorlar.

En başta listeler verilirken 100 ratinge göre verilip daha sonra bir daha değiştirilmezse daha iyi olabilir. Bu da olanaklı bir durum. Ligin formatının aniden değişmesi açıkçası bizi olumsuz etkiledi. Çünkü sporcuları alırken düşünüyorsunuz; bu yıl aldığınız sporcuyu lige alıştırıyor ve oynatıyorsunuz. Seneye kendi yaşını dolduracağını düşünüp hareket ediyorsunuz. Bir anda masa yaşı artıyor. Yine masası için yaşı küçük kalıyor. Diğer oyuncunuz oynayabilecekken bir anda iki tane genç masanız oluyor. Sistemin değişmesi bizim için iyi olmadı.

Peki iyi değişiklikler...

14 ve 16 yaş masalarda, mesela iki tane 16 yaş altı masada kadın erkek dört kişi vardı. Şu an 15 yaşın altında iki kişiye düşmüş oldu. O güzel oldu. Küçükleri getirmek zor oluyor. Bir de gelip birbirleriyle oynuyorlar.

Aileleri ile gelenler oluyor. Maddi yükü fazlalaşıyor. 15 yaş haliyle sorumlu olmanız gereken yaş grubunu kapsadığı için bizim için zor oluyor.

Evet. Galkin iki senedir kadromuzda, daha önce ikinci masalarda derece yapmıştı. Bu arada masa dereceleri hakkında da hoşnutsuzluklarımız var. Birinci masadaki 2700 GM'ler masa derecesi yapamayacaklar. Çünkü ilk altı masa genel ve ilk altı masa kadınlar olarak ayrılmış durumda. Bence herkes eşit koşullarda değil. Zor masalarla beşinci altıncı masalar bir tutulmuş. Bence bu çok yanlış ve hiçbir anlamı yok.

Şimdi en başında sporcu seçerken ve anlaşma yaparken dikkatli olmak gerekir. Örneğin oynadıkları maç başına ya da puan başına gibi sistemlerle belki bunun önüne geçilebilir. Ama bence önemli olan sporcunun karakteristik özelliğidir. Sporcu eğer takımını düşünüyorsa ona göre davranıyordur zaten.

Onlar bu işin uzun süredir profesyonelleri. Kendileri de masaları sayıyorlar. Duruma göre zorlamaları gerekiyorsa zorluyorlar. O konuda hiçbir sıkıntımız yok. Birinci ve ikinci masamız alt masaların performansını bildiklerinden sürekli maçlarını kazanmak için, Elo'larını düşünmeden, kaybetme pahasına sonuna kadar oynuyorlar. Seçerken iyi oyuncular seçtik. Galkin zaten masasında kendini kanıtlamış bir oyuncu. Sopiko da geçen seneye göre Elo'sunu 100 artırdı. Sürekli çıkışta olan bir sporcumuz. En büyük eksiğimizi de Iordachescu'yu alarak kapatmış olduk.

Doğan'ın performansı çok iyi. Genç masada Melih Okuş aslında şahanaler yaratıyor. Fakat turnuva eksiği olduğu için çok rahat maçları kazanamayıp berabere kaldığı oluyor. Bu sezon bir ritim tutturamadık. Biz tecrübeliyiz. Eskiden de altıda sıfır, yedide sıfır başlayarak ligde kaldığımız yıllar oldu. Bu yıl da onu başarmaya çalışacağız ama çok zor görünüyor.

Kadromuz hemen hemen netti. Yabancıları da güçlendirdiğimiz için geçen seneden daha iyi bir performans bekliyorduk. Ama alt masaların performanslarının bu kadar düşük olacağını tahmin etmemiştik. Bütçemiz de kısıtlı olduğu için yedek oyuncu getiremedik.

Evet aslında pek çok takıma göre oldukça güç. Çünkü yılbaşında bütçenizi bilmek gibi bir şansınız yok. Bunu bilmediğiniz için rahat transfer de yapamıyorsunuz. Bütçeyi bilmeden mayısa, nisana kadar bekleyince çok uğraşıyorsunuz. Devlete bağlı olunca prosedürü çok olan bir iş halini alıyor.

Üniversitemiz satrancı çok seviyor. Bizlere yıllardır destek veren Doç. Dr. Selçuk Burak Haşıloğlu hocamıza minnetttarız. Bu sene Üniversiteler Türkiye Şampiyonasına ev sahipliği yaptık. Seneye de talibiz. Türkiye'deki üniversiteler içerisinde belki de en fazla antrenör ve hakem öğrencisi olan üniversite bizizdir. Yıl içi etkinlikleri de oldukça fazla. Üniversite öğrencileri birinci ligde kendilerine takım bulamadıkları için PAÜSA diye bir takım daha kurduk. Şu anda onlarda ikinci ligde mücadele ediyorlar. Ama bazen önüne başka branşlar geçebiliyor. Bu tip sıkıntılar var. Onun dışında olanaklarımız çok iyi. Türkiye çapında spor bilimleri yüksek teknoloji okulu en iyi olan üniversitelerden biriyiz. Hatta seçmeli ders olarak satranç branşı açmayı planlıyorlar. Bu tür güzel hareketler var. Ama tabii bunlar olurken bizler de bayağı zorlanıyoruz.

Bunlar üzerine çok detaylı düşünmek lazım. Sonuçta 15 yaş masasının gelişimi için bu ortam çok faydalı. Burada Adams'ı, Polgar'ı ve Shakriyar'ı görmek onlar için çok özel. Fakat kulüpler açısından çok büyük masraflar oluyor. Özellikle eklemek istediğim şey, sanırım İş Bankası da buna destek vermeyi her zaman istiyor. Ligin televizyon ve gazetede daha çok olmasını istiyoruz. Böylece kulüplere destek de artacaktır. Bu sene lig haberleri NTV ve Lig radyoda yer buldu. Ama televizyonda çok fazla göremedik. Böylece kulüplere destek artacak, sponsor bulmak da kolaylaşacaktır.

Kulüplerin kendi bütçelerini oluşturup eğitim kulübü olmaları çok önemli. Biz üniversite bünyesinde bunu tam olarak başaramadık. Ama hala planlarımız arasında yer alıyor. PAÜSA'da buna çok dikkat ettik. Yapılması gereken şey budur. Bize yardım edecekler yine biz satranççılarız. Şu anda satrancın gelişimi çok iyi noktada. Bu sayede kulüpler de güçlenecektir. Geleceğe umutla bakıyoruz.